Mehmet TIRAŞ
Başta sınır komşularımız olmak üzere kavga etmediğimiz ülke kalmadı ve selamımızı alan da yok.
Muktedir kendisi gibi düşünmeyen her ülkenin liderine “Eyy... “ çekme havasına girdi.
Dışarıya efelenmenin bedeli de Uluslararası yalnızlaşmayı getirdi.
Bu yalnızlığın adı da iktidar tarafından ”değerli yalnızlık” oldu.
Dış politikayı iç politika malzemesi yapınca duvara tosladık, bu yalnızlığın adı da iktidar tarafından “değerli yalnızlık” oldu.
Pandemi süreci ile ekonomi bunalıma girdi. Yabancı sermaye ülkeyi terk etmeye çoktan başladı. Ekonomideki olumsuzluklar işsizlik, hayat pahalılığı ve yoksulluk boğazımızı sıkmaya başladı.
Yetersizliğin bedeli de ağır oldu.
Haydi gelin asrın liderinin dış politikasının kısa bir fikri takibini yapalım...
Mısır’la başlayalım:
Mısır’da iktidara gelen Mursi ve taraftarları muhalefeti neredeyse yok sayar, ülkeyi şeriat kuralları ile yönetmek için adımlar atarlar...
Gayri Müslimlere, sol güçleri ve kendileri gibi düşünmeyenleri aşağılayıcı ahlak dışı sözlerle itham ederler.
Sanatla uğraşanlara karşı baskı yaparlar.
Balerinleri fahişelikle suçlarlar.
Mursi ve ihvancılar muhalefete yaptığı baskı ile askeri darbeye adeta zemin hazırlar.
Muhalefet Mursi’ye karşı tepki gösterir ama hiç bir şey değişmez.
Takvimler 2013 yılının Temmuz ayını gösterirken General Sisi yönetimindeki Ordu, Mısır’da darbe yaparak yönetime el kor.
Sisi, seçimle göreve gelen Müslüman kardeşlerin(İHVAN) lider Cumhur Başkanı Muhammed Mursi’yi ve partisinin önde gelenlerini tutuklar..
Ardından Mursi taraftarları sokağa çıkar.
Mısır’da güvenlik güçleri ile Mursi taraftarları arasında kanlı çatışmalarda onlarca kişi ölür.
Mısır’da çıkan sokak çatışmaları sadece güvenlik güçleri ile Mursi taraftarları arasında geçmez.
Ordunun yanında yer alan muhalefette sokağa çıkar ve Mursi taraftarlarıyla çatışır. İç savaşa ramak kalır.
Dünya kamuoyu Mısır’da olan askeri darbeyi soğuk kanlı ve mesafeli değerlendirirken..
Bizim Başbakan Erdoğan her zaman olduğu gibi; Mısır’da olan askeri darbeye çok aşırı bir tepki gösterdi ve Mısır ile tüm ilişkileri kopartır.
Mısır’da General Sisi yönetimini açıkça kanlısı ilan eder.
Mısır yönetimiyle hiç bir uluslarası toplantılarda bir araya gelmez.
Hatta Birleşmiş Milletler’in verdiği bir yemeğe Erdoğan “Sisi ile bir araya gelmem” diyerek katılmaz.
Mısır’da İhvancılara ait olan ”Rabia” işaretini Muktedir kendi partisinin işareti gibi, her toplantıda ve iç siyasetinde kullanmaya başlar.
Hatta öyle ki, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlık seçiminde “Oylarınızı Binali Yıldırım’a mı vereceksiniz, yoksa Sisi’ye mi” demeye kadar varır.Muhalefeti Sisi yanlısı darbecilikle suçlar. Her zamanki gibi kantarın topuzu kaçar.
Yanlışlıklar, yetersizlikler, iç politika için dış politika gütmek bumerang gibi geri döner ve Erdoğan’ı vurur.
Mısır’ın Doğu Akdeniz politikası asrın liderini çok zorlar.. Sisi Türkiye’yi Doğu Akdeniz de daha da yalnızlaştırır. Düşmanımın düşmanı benim dostum politikasını uygular.
Muktedir bir önce yavaştan “Rabia” işaretini yapmamaya başladı, basına Mısırla tarihi dostluktan bahseder oldu.
Ardından apar topar Dışişleri Bakanlığından bir heyeti Kahire’ye Sisi’nin ayağına gönderdi.
Sisi yönetiminin talepleri doğrultusunda Ankara,Sisi yönetimi aleyhinde yayın yapan Müslüman Kardeşler’in Türkiye’de ki medya yayınına son verdi.
Sisi, barışmak için Türkiye’de ki İhvancıların teslim edilmesi şartını koştu.
Şimdi darbeci Sisi ne diyorsa Muktedir tek tek yerine getirmeye başlamış gözüküyor.
Muktedir Suriye’de de Esat rejimine altı aylık ömür biçmişti.
Suriye’de Rusya’nın ağırlığını mı ıskaladı acaba?
Suriye’de Rusya ile karşılaşacağını hiç hesaplamamış olmalı asrın lideri... Suriye’nin bütün hava sahasına Rusya hakimdi ve Rusya izin vermeden hiç bir yabancı helikopter bile Suriye semalarında uçamaz.
Ya Rusya ile ilişkiler...
Türk Hava Kuvvetlerinin Rus uçağını düşürmesi ve ve pilotun paraşütle atlarken uluslararası antlaşmaları yok sayarak, Çeçen militanların silahla ateş ederek pilotu öldürmesi.. iki ülke arasında deprem yarattı.
İlk önce muktedir “Eyy Putin” çekti.Rus uçağını düşürmekten ve pilotunu öldürmekten pişman olmadığını, talimatı da kendisinin verdiğini,bir daha olsa yine yapacağını söyledi.
Cevap ağır oldu.Rusya’dan elde edilen turizm ve dış ticaret stoplandı.Zoru görünce ilk önce özür diledi,dostum Putin dedi ama.. Putin Erdoğan’dan yazılı özür istedi. Ama gene de... Putin dakikalarca Erdoğan’ı ve heyetini kapısında bekletmesini gördük.Rus medyası da, sayaçla bu bekletmeyi dünya medyasına saniye saniye servis etti..Bu tam bir skandaldı...Ardından Rus savaş uçakları Suriye’de bir Türk birliğine hava saldırısı yaptı ve 34 Türk askerini bombalayarak katletti..Erdoğan 34 askerin katledilmesi karşısında çok sessiz kaldı ve Rusya’ya hiç bir tepki göstermedi...Rusya Türkiye’yi Suriye’ de adeta şamar oğlanına çevirdi.
Ya Suudi Arabistan...S.Arabistan’ın Türk ürünlerine uyguladığı boykot dış ticareti çok hırpaladı, Türkiye ile olan ithalat yüzde 18’e gerilemiş durumda.
Şimdi tornistan yaşanıyor...Müslüman Kardeşler buharlaşınca dümeni Mısır ve Suudi Arabistan’a kırıldı.
Türkiye bu Sünni liderlik, halifelik rüyalarından hem kayba, hem de hezimete uğradı.
Muktedirin AB’den ve hukuktan uzaklaşmasının sonucu bunları yaşadık.
AB’den ve demokrasiden yana olan güçler ülkenin buraya gelineceğini biliyordu, hep uyardılar, hep söylediler...
Yandaş medya ve trolleri asrın liderinin bu duruma düşmesi karşısında “üç maymunu” oynuyorlar.
Çağın niteliğine, teknolojik devrime yabancı olanlar yeryüzündeki gelişmeleri analiz edemez, öngörüde de bulunamaz.
Bir ülkenin dış politika da etkisini hukuk devleti olması ve ekonomisinin gücü belirler..
Amiyane tabirle böbürlenmenizi ve tehditlerinizi kimse yemez.
Bizde halk arasında bir deyim vardır, “Başkasının Yumruğunu Yemeyen Kendi Yumruğunu Balyoz Sanar...”
Not: Tüm okurlarımın Ramazan bayramını kutlarım.
Yazarlar
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
23.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025